Hünkarım

Size sadakatin resmini çizemem ama anlatıldığı kitabı gösterebilirim. Bugün hep beraber Hünkarım kitabını ve sadakat kelimesinin vücut bulmuş hali bir şahsiyetin hikayesini anlatacağım.

Sadakat sırrı Tahsin Paşa…

TRT’nin sevilen dizisi Payitaht Abdulhamid dizisiyle başladı Bahadır Yenişehirlioğlu ile tanışmamız. Yazarı araştırırken buldum yazdığı Hünkarım kitabını. Sakin bir akşamüstü iş çıkışı Kanyon Avm D&R’da karşılaştık Hünkarımla.

Bu nasıl bir sadakat? Bu nasıl bir dostluk hali? Yazar Tahsin Paşa’nın anlatımıyla Sultan Abdulhamid ile saraydaki anılarını kaleme almış.

Sırtında devletin yükü, hünkarına omuz veren bir dostun gözünden o döneme ışık tutan bir eser olmuş. Kitap sanki o dönemlerden bir parça da yüreğimize dostluk tohumları ekti.

Şunu kesinlikle belirtmeliyim ki yazarımızın kalemi gerçekten çok güçlü, okurken satırların arasında kayboldum. Öyle yerler oldu ki göz yaşlarıma hakim olamadım, öyle yerler de oldu ki sevincim göğsümü kabarttı.

O kadar güzel, o kadar akıcıydı ki kitabın bitmesini hiç istemedim. Karakter sayısı az, dili sade bir eser olmuş. Yazarımız gerçekten köklü bir tarihin en güzel dostluğunu ele almış.

Hakiki bir tarih günlüğü okumak isteyenlere severek tavsiye edebileceğim bir eser, öyle ki günümüz dostluk ve arkadaşlarına taş çıkaracak cinsten. Aşkın, saadetin, güven ve dostluğun aynı karede toplandığı bir tablo gibi.

Yazarımız aynı zamanda dönemin duygularını, düşüncelerini ve değişimlerini o kadar güzel anlatıp, tasvir etmiş ki kalemine hayran kalmamak elde değil.

Sizlere kitabı okurken hissettiklerimden samimi bir şekilde bahsedeyim mi? Bir ara yazarın harikulade betimleyici anlatımına kapılıp, Pera’nın renkli sokaklarında dolaştım. Nasıl güzel bir hissiyattı anlatamam. Okurken kahrolduğum, içimin ezildiği öyle satırlar vardı ki çayıma göz yaşlarımın döküldüğüne şahit oldum.

Eser edebiyatı gayet doyurucu, tasvirleri gayet dolu ve anlaşılabilir bir yapıt olmuş. Kitabın kapağını kapattığımda içimde hem hüznü ve böylesi güzel bir kitabı bitirdiğim için sevinci aynı anda yaşadım.

Başladım ve sadece iki günde bitirdim, okuyucu sıkmayan 300 sayfa akıp gitti ellerimden. Kitabı kütüphanemin en güzel köşesinde saklıyorum. İnsan hiç bir kitabı arada çıkarıp, uzun uzun bakıp sever mi?

Kitapta o dönemin Osmanlı devleti üzerindeki siyasal boğulmanın detaylarını, vatan hainlerini ve vatan severlerin Devlet-i Aliyye üzerinde ki etkilerine şahit olacaksınız.

Okuduğum yüzlerce kitap içinden İlk kez farklı bir tat aldım bu eserden, darısı yazarımızın diğer eserlerine… Tarih bilinciyle ilgili okudukça gerçekten taşlar yerine oturdu diyebilirim.

Kitap kapağı çok güzel düşünülmüş, görkemli bir paşa kapakta resmedilmiş. Yazarımızın dokuzuncu eseri, Timaş Yayınları’ndan basılmış ve 303 sayfadır.

Yakın tarihi duygusal bir bakışla okumak isteyen herkese tavsiye ederim.

Dikkat! Paylaş Butonu Ücretlidir. Şaka şaka, dilediğin gibi paylaş başkaları da okusun, bilgilensin.

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir